TEŞEKKÜRLER İŞ BANKASI!,
Emre
Aköz ve Salih Memecan, Yazıcı'yı dinliyor. Hiç şüphesiz gelen
gazeteciler içinde satranç dünyasını en iyi bilen, sık sık satranç
hakkında yazan Emre Aköz bu kez gördüğü hiçbir şeye şaşırmadı. Aköz
gördüğü tek farklı şeyin "satranç oynayan çocukların artık uluslararası
başarılar da kazanması" olduğunu söyledi.
"Önümüzde
duran tahtada altmış dört kare, o karelerde de toplam otuz iki taş
bulunan bir hayat yaşıyoruz biz satranççılar aslında. Her karede farklı
bir duygu, her taşta farklı bir can buluyoruz. Piyon; fiziksel
özelliklerin önemli olmadığını asıl önemli olanın hayata neler
kattıklarınız olduğunun en güzel kanıtıdır. Kale; ne olursa olsun
hayatta sağlam durabilmeyi ve güçlü olmayı gösterir. At; kendinize ait
yetenekleri mantıklı yollarla nasıl kullanabileceğinizi ve nasıl
başarılı olabileceğinizin bir örneğidir. Fil; sizin hep daha uzağa
bakmanızı sağlar ve hayatta daima daha derine inmeyi öğütler. Vezir 3
şey gösterir. Birincisi çalışmanın yararlarını, ikincisi çok yönlü
olmayı, üçüncüsü de hayatı dolu dolu yaşamak gerektiğini. Ve son olarak
da şah... Bütün taşların daha doğrusu bütün yaşam sahiplerinin onun
için uğraştığı bir taş. Şah, sizin dünyada eşi benzerinizin olmadığını
ve özel olduğunuzu anlatır... İşte biz satranççılar, önümüzde duran o
taşlardan bunları öğreniriz. Rakibimizin taşları ise, bize hayatın
zorluklarını anlatır bir bakıma. Biz, satranç oynarken, taşlarımızı
kullanarak, onlardan bir bütün yapıyoruz ve rakibimizin taşlarını
yenerek oyunu kazanıyoruz. Başka bir deyişle, hayatta sahip olduğumuz
şeyleri kullanarak kendimizi oluşturuyoruz, zorlukları aşıyoruz ve
yaşamaya çalışıyoruz. Ve biz, her oyundan sonra anlıyoruz ki Byron'un
sözü çok doğruymuş; "Hayat, satranç için çok kısa...". Bizler, bu söz
yüzünden oynuyoruz satrancı belki de, o tahtada hem hayatı yaşamak hem
de daha fazlasını bulmak. Hayat, satranç için ne kadar kısa olursa
olsun, hayatı aşmak için oynuyoruz. Eğer gelip sorarsanız, gelecekte
satrançtan ne bekliyorsun diye vereceğim yanıt tereddütsüz şu olur;
"İçimden ne kadar dünya şampiyonluğu geçse de asıl istediğim şey hayatı
aşmamı sağlasın yeter". Herkesin bir gün hayatı aşmaya karar verdiğini
ve bunu başarabildiğini görmek dileğiyle..."
Burcu ŞAŞMAZEL 28.01.2009
Soldan Sağa: İsmet Berkan, Burcu Şaşmazel, Emre Aköz, Talat Yeşiloğlu, Mustafa Yılmaz
Soldan Sağa: Özgür Solakoğlu, Sinem Çağla Tandoğan, Salih Memecan, Emre Can, Betül Cemre Yıldız, Kübra Öztürk
Sinem
Çağla Gündoğan Limon ve Zeytin, Bizimcity, Sizinkiler gibi birçok
unutulmaz serileri olan Salih Memecan ve Emre Can. Salih Memecan,
çocuklarla hemen iletişim kurabilen birisi ve Sinem'le sık sık sohbet
ettiler. Burada Burcu Şaşmazel'in yazısını dinliyorlar. Memecan,
toplantı sırasında sık sık ufak eskizler çizdi; fakat yoğun gündem
kendisinden bir satranç karikatürü koparamadık. Yine de Emre Aköz'ün
yazdığı, Salih Memecan'ın çizdiği "Limon ile Zeytin Satranç Öğretiyor"
adlı satrancı küçük çocuklara öğretmek amacıyla yazılan kitapta
Memecan'ın ünlü karakterleri Limon ve Zeytin'in yer aldığı satranç
karikatürlerini görebilirsiniz.
Kitabın tanıtım yazısı naklen şöyle:
"
Müthiş
ikili bu kez de satranca merak sardı! Çocuklar satrancı bu kitaptan
öğrenecek. Usta karikatürist Salih Memecan'ın yarattığı Limon ve
Zeytin, şövalyelerin heyecanlı dünyasını, satranç tutkunu Sabah
Gazetesi yazarı Emre Aköz'ün rehberliğinde keşfediyor.
Çocuklar, 'kralların oyunu, oyunların kralı' satrançta ilk adımları
eğlenerek atacak: Rakip Şah nasıl mat edilir? Fili mi tercih etmeli,
yoksa Atı mı? Plansız satranççı olur mu? Hamleler nasıl yazılır? Büyük
ustalar satranç için neler demişti? Limon ve Zeytin'den satrançlı
espriler ve daha neler neler…
Bu kitap sizi 'satranççı'
yapacak! Hiçbir oyun böylesine övülmedi. Çünkü satranç, eğlenceli bir
oyundan ibaret değildir. Yaşamımıza yön ve anlam katan temel
becerilerin hepsi satrançta vardır: Akıl, mantık, zeka, irade, çalışma,
planlama, öngörü, hesaplama, cesaret… Satrancın heyecan dolu dünyasına
ilk adımı Limon ve Zeytin ile atın."
Sinem Çağla Gündoğan, Sezen Aksu'ya meydan okuyor
Ali Nihat Yazıcı ve Türkiye İş Bankası Halkla İlişkiler Müdürü Suat Sözen
Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talat Yeşiloğlu, turnuva salonunda. Kendi oğlu Onur da okulda satranç öğreniyor.
Türkiye'de ilk kez satrancı yazan Genel Yayın Yönetmeni olan İsmet Berkan da maçları uzun süre izledi.
SABAH
Gazetesi'ndeki satranç yazılarına da devam eden Basın Koordinatörü
Özgür Akman, SABAH kurulduğundan beri gazetede yer alan Salih Memecan
ile birlikte. Akman, 2008 Yaş Grupları'nda da Memecan'ı Kemer'e davet
etmişti; fakat Memecan yoğun programı nedeniyle gelememişti. Aköz'le
birlikte satranca yeni başlayan çocuklara satrancı sevdirmek için
hazırladıkları "Limon ve Zeytin Satranç Öğretiyor" kitabının basıldığı
Şubat 2009'daki Yaş Grupları'na geldi. Memecan'ın röportajı turnuva
sayfasındaki video
bölümünde yer almaktadır. Satrancı çok seven Aköz ve Akman'ın
çabalarıyla Memecan da artık medyanın satranç elçilerinden birisi oldu!
Salih
Memecan ve Emre Can, bu fotoğraftaki sıcak havadan da anlaşıldığı gibi
çok iyi anlaştılar. Gazetecilerle milli takım sporcularının tanıştığı
buluşmadan turnuva salonuna kadar uzun uzun sohbet ettiler. Emre Can,
gazetecilerle ve protokol ile olan karşılaşmalarında rahat ve kendindem
emin tavırlarıyla ve akıcı Türkçesiyle dikkat çekti.
Salih Memecan ve Mustafa Yılmaz
İş
Bankası Yönetim Kurulu Üyeleri İsmet Altay ve Tülin Aykın turnuva
salonunda. En solda ise TSF Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Arda Kılıç yer
alıyor.
Salih Memecan ilginç kale finalini A Millilerle inceliyor!
Adrian Mikhalcisin, İş Bankası Genel Müdür Yardımcılarından Özcan Türkakın, Salih Memecan ve İsmet Berkan ile sohbet ediyor.
Salih Memecan, kendisini daha önce okuluna geldiği için hemen tanıyan Volkan ile birlikte....
Burcu Şaşmazel İş Bankası Yönetim Kurulu'na kompozsiyonunu okurken
Handenur Şahin, her zamanki gibi rahat, kendinden emin ve düzgü cümlelerle kendisini anlatıyor.
Minik Serçe'ye Rakip Çıktı!
Radikal
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, "Bugün Satranç Günü" diye
yazarak geldiği günde yeni bir yetenek keşfetti. Sinem Çağla Gündoğan,
Sezen Aksu'nun "Çakkıdı" adlı şarkısına aranjman yaparak bir satranç
şarkısı yapmıştı. Bu şarkıyı harika danslarıyla 2008 Dünya Yaş Grupları
sırasındaki yetenek yarışmasında seslendirmişti. Bu harika performansı
önce gazeteciler ve İş Bankası Yönetimi'ne sonra Ersin Özince ve Devlet
Bakanı Murat Başesgioğlu'na sunan Tandoğan İsmet Berkan'ın çok ilgisini
çekti. Berkan, kayıt ettiği performansı Sezen Aksu'nun kendisine cuma
günü İstanbul'a döndüğünde dinletmiş. Aldığımız bilgilere göre Sezen
Aksu da şarkıyı çok beğenmiş, Sinem'e öpücüklerini yollamış ve şarkının
üzerinde çalışacağını söylemiş.
Satranççıların çok yönlülüğünü
gösteren Burcu'un kompozisyonu ve Sinem'in ufak gösterisi , Handenur
Şahin'in konuşmaları aslında Türkiye'de İş Bankası'nın sponsorluğu ile
satranç sayesinde başlaması hedeflenen toplumsal dönüşümün çok ufak
kırıntıları olduğu düşünülerek TSF'nin ziyareti organize eden isimleri
tarafından programa dahil edildi. Amaç, kesinlikle sporculardan
faydalanıp sempati toplayabilmek değil, aksine satranç oynayan
gençlerin nasıl bireyler olarak yetişeceklerine dair çok ufak da olsa
bir fikir vermekti.
Ali Nihat Yazıcı, altyapı çalışmaları hakkında İş Bankası Yönetim Kurulu Üyeleri ve gazetecileri bilgilendiriyor.
Emre Aköz, Ali Nihat Yazıcı ve İsmet Berkan
Emre
Aköz, Ali Nihat Yazıcı, Salih Memecan, Hakan Erdoğan ve İş Bankası
Yönetim Kurulu üyelerinden Tülin Aykın, Adrian Mikhalchishin'in örnek
derslerinden birisini izliyor.
Handenur
Şahin de Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Üyelerinden İsmet Altay ile
bir maça başladı. Anlaşılan siyah piyon da kazanmış....Öte yandan en
sağda ayakta duran Emre Aköz de satrancını geliştirme fırsatını
kaçırmıyor. Gün içinde Analiz Yayıncılık'tan kitaplar alan Aköz, şimdi
de Mikhalchishin'den tüyolar kapmaya çalışıyor. Aköz'ün Sabah
Gazetesi'ndeki odasında çok sayıda satranç kitabı bulunuyor.
Programın
tamamlanmasının ardından gazeteciler, Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu
üyeleri ve Halkla İlişkiler Bölümü yetkilileri, TSF Başkanı ve Yönetim
Kurulu üyeleri, basın sorumlusu, beraber bir akşam yemeği yediler.
Berkan, Aköz ve Memecan ertesi sabah (cuma) İstanbul'a döndüler.
Yeşiloğlu ise şampiyona sona erene kadar Kemer'de kalacak.